Ankara’nın önemli konut bölgelerinden birisi olan Keçiören İlçesi Karargahtepe Mahallesi’nde yer alan Merbank Evleri Merkez Bankası çalışanları tarafından 1950 yılında kurulan Merkez Bankası Mensupları Yapı Kooperatifi tarafından inşa ettirilmiştir. Merbank Evleri dönemin konut politikaları hakkında bilgi vermesi, konut birimlerinin barındırdığı tasarım yaklaşımı ve mimari detaylarıyla önemli bir yerleşimdir. Merbank Evleri’nin projeleri Yüksek Mimar Sedat Çağlar tarafından hazırlanmış, projeler 1957 yılında onaylanmıştır. Merbank Evleri A, B, C, D, E ve G olmak üzere toplam altı tip olarak inşa edilmiş 195 adet konuttan oluşmaktadır. Kooperatif üyelerinin gelirlerine göre düzenlenen bu konutların büyüklükleri 116 m2 ile 315 m2 arasında değişmektedir. A, C, E, ve G tipi konutlar tek katlı olarak, B ve D tipi konutlar iki katlı olarak tasarlanmıştır. Temmuz 2013’te alanın mevcut durumunu anlayabilmek adına, mimari projeler, kat sayısı ve cephe özelliklerinden gelen veriler doğrultusunda bir sınıflandırmaya gidilmiştir. Bu sınıflandırmaya göre alanda toplam beş konut tipi olmak üzere 54 konut tespit edilmiştir. Bu konutların bazıları özgünlüklerini korurken, bir çoğunda cephe malzemelerinde ve dolu-boş oranlarında değişiklik yapılmış, yapıların sokaktan algısı değişmiştir. Merbank Evleri’nde ana yolla ilişkilenen konutlar sıra evler biçiminde, ara sokaklarda yer alan konutlar ise bahçe içinde ve müstakil evler biçimde yapılmıştır. Konutların hem cephe kararları hem de plan kurguları bakımından biçimlenişleri dikkat çekicidir. Sade ve yalın bir cephe düzenine sahip konutların en önemli özellikleri kübik bir kütle ve tek yöne eğimli çatıdır. Tek yöne eğimli olan çatıyı saklamak için yapının yan cephelerinden yukarıya doğru çatıyla aynı eğimde parapet duvarlar yükseltilmiştir. Bu tür bir hareketlenme tüm cephelerde görülmektedir. Konutların bir kısmında yer alan diğer ayrıntılar ise balkon mozaiği ile ilişkilenen demir korkuluklar ve ıslak hacimlerin pencerelerini gizleyen ızgara sistemleridir. Merbank Evleri’nde konut yapıları çoğunlukla 400m2 ve 600m2 arasında değişen büyüklükteki bahçelerin içinde konumlandırılmıştır. Her bir konutta plan kurgusu konutların bahçe ile ilişkileri öncelikli alınarak geliştirilmiştir. Tüm plan tiplerinde salon mutlaka ön-büyük bahçeyle ilişki kuracak biçimde düzenlenmiştir. Ek olarak, özellikle büyük konut tiplerinde, karnıyarık plan tipini andıran bir sofa yer almakta ve bu sofa bir taraftan özel ve genel kullanım alanlarını ayırırken diğer taraftan ön ve arka bahçeleri birleştirmektedir. Konutlar, tiplerine göre, iki, üç ve dört yatak odalı olarak ele alınmış ve en az bir yatak odasının, salon gibi, balkonla dışa açılması ve bahçe ile ilişki kurması istenmiştir. Merbank Evleri’yle ilgili altı çizilmesi gereken diğer bir nokta da yapıların bir araya gelişleridir. Konutların yapıldığı yıldan beri yerleşimde oturan kişilerle yapılan sözlü görüşmelerde en çok vurgulanan bu yerleşimin “bir site değil bir mahalle” olduğudur. Kendi içinde kapalı bir yerleşim olmaktansa Merbank Evleri kentle kuvvetli bir ilişki kurmaktadır. Ancak, buna rağmen, yerleşimin ele alınmasında kentten bağımsız bir şekilde yaşamasının da dikkate alındığı söylenebilir. Yerleşimin orijinal planında, pazar yeri, okul, sosyal tesis, açık hava sineması gibi sosyal alanların yer aldığı öğrenilmiştir. Günümüzde, bu alanlardan hiç biri yoktur. Kalan az sayıdaki konut örneğiyle, Merbank Evleri cephe ve plan kararlarındaki biçimlenme kararları ve bu kararların farklı tiplerdeki çeşitliliği nedeniyle önemli ve özgün bir yerleşimdir.
Sedat Çağlar Diploma No:1328Şehit Savaş Bıyıklı Sokak No:14: 5975/10Özgürler Sokak No:25: 5975/5Özgürler Sokak No:30: 5974/15Özgürler Sokak No:8, Çamaltı Sokak No:4: 5983/12 Ahmet Vefik Paşa Caddesi No:70: 5967/14
Nükhet Özeken_Merbank-Çamaltı Sokak-14Görüşmeyi Yapanlar: Umut Şumnu, Ece Akay ŞumnuGörüşmeyi Derleyen: Tezcan Karakuş Candan Görüşme Yapılan kişi: Nükhet Özeken Görüşmeden Derlenen Bilgiler Kooperatifin kuruluşu 1950 yılına tarihlenmektedir. Yerleşim, Merkez Bankası çalışanları için yapılmış altı tip, iki katlı 220 konuttan oluşmaktadır. Kullanıcı tarafından mimarının Sedat Çağlar olduğu bilinmektedir. Konutlar 1961 yılında tamamlanmış, konutların yapımında, Merkez Bankası himayesinde Emlak Bankası’nın kredileri kullanılmıştır. Nükhet Özeken evinin o yıllarda 90.000 TL’ye mal olduğu belirtmiştir. Siteden öte bir mahalle olarak tasarlanmış olan yerleşimin altyapı ve ortak alan giderleri kooperatif üyeleri tarafından ödenmiştir. Yerleşim çevrede evlerin kutu gibi olmasından dolayı “Kibrit Evler” olarak bilinmekte olup, yerleşimde pazaryeri, park ve sosyal tesisler de planlanmıştır.Tamamlandığı 1960’lı yıllarda yerleşim, Kızılay’a uzaklığı açısından “dağ başı” olarak nitelendirilmektedir. 1970’li yıllarda bölgede gecekondulaşma başlamış, merkez ile toplu taşıt ulaşımı, nadir işleyen dolmuşlar ve saat aralıkları uzun olan otobüs seferleri ile yapılmıştır. Gelir düzeyine bağlı olarak, özel araba ve resmi araçlarla da ulaşım sağlanmış, ilk yıllarda kentsel alt yapısı oturmadığından, ekmeğin bile Kızılay’dan alınıp gelindiği belirtilmiştir. Evlerin, iklim koşulları düşünülmeden tasarlanmış olduğu; camların büyüklüğü, çatılarda ısı kaybı ve ısınma sisteminin düşünülmemiş olması gibi detaylarla anlatılmıştır. Ev sahipleri yerleştikten sonra, fuel-oil’li kalorifer tesisatları yaptırılmış; 1970’li yıllarda petrol krizi sonucu ısınmak pahalı ve zor hale geldiği için, evlerin bir bölümü sobalı ısıtmaya dönmüş, bir bölümü de elden çıkarılmıştır. Bölgede ilk el değiştirmeler 1971 yılında başlamıştır. El değiştirme ile birlikte sosyal ilişkiler de azalmış, satışa çıkan evleri milletvekilleri ve fırsatçı esnaf satın almaya başlamıştır. Çevredeki gecekondulaşma, daha sonra kat karşılığı apartmanlaşmaya dönüşünce, yeşil alan ve oyun alanlarının yokluğu, yeşil alan içerisinde meyve bahçeleriyle Merbank Evleri’nin çocuklar açısından çekim merkezi, meyve bahçelerinin ise talan edilecek mekânlar haline gelmesine sebep olmuştur.1985 yılında Koruma Kurulu tarafından tescil edilen Merbank Evleri’nin tescili 1986 yılının Nisan ayında kaldırılmıştır. Ancak bölgede çok katlı yapılaşmaya ve binanın oturduğu taban alanının genişletilmesine izin verilmemektedir. Görüşmeye konu olan ev, çevrede mimari özellikleri değişmemiş nadir örneklerdendir.“Camlar yerlere kadar, son derece düşüncesiz bir yönetici ekip tarafından mimari projeleri kabul edilmiş. Hangi gelir grubuna hitap ettiği bile düşünülmemiş. Merkez Bankası için irrasyonel bir çözüm. Orta sınıf standart odası, yemek odası, misafir odası, kullanılmaz bölümlerde dört yatak odası okuma yazmaya elverişli olmayan bir tarzda, sadece evine gel sohbet et tarzında tasarlanmış. Eşlerin büyük bir kısmı ev hanımı, her akşam erkekler ziyarete giderlerdi birbirini: Güller açtı mı? Çimenler büyüdü mü? diye. Herkes birbirini tanırdı, yaşam iç içe geçmişti. Mahalledeki evler arasında müthiş bir dostluk vardı. İnsanlar birbirlerine çok saygılıydılar. Açık hava sinema gösterimleri olurdu sosyal tesis alanlarında, çocuklar yastıkları alır, yaşlıları sinemaya götürürlerdi. Üzerinde oturulan yastıkları çocuklar taşırdı. O yıllarda (1960’lı-1970’li yıllar) Ankara’da konser, tiyatro ve sinema vardı. Toplu gidilmezdi ama herkes giderdi. Şehirde Süreyya diye müzikli akşam yemeği yenen bir yer vardı, oraya giderdik. Hem yemek yerdik, hem müzik dinlerdik. O zamanlar büyük oteller daha yapılmamıştı. Ankara Palas’ta resepsiyonlar düzenlenirdi, oraya giderdik. Konser, tiyatro, sinema yaşamımızdaydı. 1971 yılından sonra alt kültürden gelenler yerleşince, çocukların bahçelere ve yeşil alanlarımıza olan ilgisi yaşamımızı tehdit etmeye başladı; bununla mücadele ettik, bahçemizi yaktılar. Milletvekilleri taşınınca tehdit azaldı, ancak bitmedi. Mahallenin o günden bugüne gelen iki önemli mekanı var. Birisi taksi durağı, 1960’tan beri var. İkincisi daha sonradan yapılan, sokağın başındaki Çamaltı Pastanesi. Evimizde alt kattaki depo odaya katılarak çalışma mekânı haline getirildi. Şömine yoktu biz sonradan yaptık. Doğramalar dahil yer mozaikleri değişmedi. Banyo ve mutfak yenilendi, panjurlar değiştirildi. Mobilyalarımız hep eskidir, eşim ve ben eşyaya önem veren kişiler değildik. Aileden kalan mobilyaları kullandık. Televizyon altlığı dedemin başucu komidin masasıdır. Yatak odamdaki gardrop annemin evlilik yatak odasının parçasıdır. Yemek odası takımı Viyana’dan kayınvalidemindi. Eşim öldükten sonra, yemek odasını kocamın yeğenine verdim. Bende hayatının bittiğini düşündüm, böylece sahibine gitmiş oldu. Evde daima yardımcımız vardı. 24 saat çalışan bir bahçıvanımız vardı. Bahçemiz çok güzeldi; hatta hep, “bir Amerikan sefaretinin bahçesi, bir de Nezih’in bahçesi” derlerdi. Her mevsim çiçekler değiştirilirdi. Çimensiz bir metrekare bir alan bile yoktu. Evimizde, yaptığımız görev nedeniyle, yabancı konuklara resepsiyon verilirdi. Benim Ankara yaşamım, resepsiyonlar, davetler ve aile içi yaşamımdı. Kadın olduğumu hatırlamam, kadın erkek ayrımı yoktu. Kadın olarak bir sıkıntı yaşamadım."Kooperatifin Merkez Bankası’nda çalışanlar için oluşturulmuş olması, gündüz aynı yerde çalışanların akşam aynı yerde yaşıyor olmaları sıcak mahalle kültürünü beraberinde getirmiştir. Sosyal mekânların, pazar yerinin ve parkın proje aşamasında tasarlanmış olması bu mahalle kültürünün oluşmasını güçlendirmiştir. Evlerin toprakla olan ilişkisi paylaşımı artırmış, çevresel gelişmeler sakinler tarafından izlenen bir konu olmuştur.Evlerin altı tip olarak inşa edilmesi, Merkez Bankası’ndaki üst düzey yöneticilerle alt düzey memurlar arasındaki hiyerarşinin mekâna yansıması olarak değerlendirilebilir. Zira görüşme esnasında, Nükhet Özeken’in Merkez Bankası’nı bir fabrikaya benzetmesi, kast sisteminden bahsetmesi, üretim ilişkileri üzerinden şekillenen bir bakış açısının mekânsal şekillenmeye yansıdığını düşündürmektedir. Merkez Bankası’nda çalışan üst düzey yöneticilerle alt düzey memurların yemekhanelerinin ayrı olması, üst düzey yöneticilerin mekanlarının çok lüks olması , dört yatak odalı üst düzey yönetici evleri ve iki odalı hademe evleri arasında sınıfsal bir farklılaşmanın olduğunu göstermektedir.Dönemin siyasi ve ekonomik süreçlerinin, mekânsal kullanımda farklılaşmalara yol açması önemlidir. Petrol krizi ile birlikte ısıtmada kalorifer sisteminden sobaya dönülmesi, evlerin bu yüzden satışa çıkartılarak el değiştirmesi, göçle birlikte çevrede gecekondulaşmanın görülmesi, 1970 kriziyle birlikte kat karşılığı apartmanlaşmanın başlaması ve güvenlik sorunu, sosyal dokunun bozulması ve sosyal ilişkilerin zayıflaması bunlara örnek gösterilebilir. Yerleşimin çevre halkı tarafından “Kibrit Evler”, “Kutu Evler” olarak anılmasını, her ne kadar kullanıcı tarafından “parmakla gösterilen bir yer değildi” denilse de, tasarımın kendi içerisindeki dengesini ve özenini gösteren bir tanımlama olarak değerlendirmek gerekir.Yapıldığı yıllarda dağ başı olarak nitelendirilse de Merkez Bankası Evleri Kooperatifi ile birlikte bölgede bulunan Mebus Evleri Kooperatifi, Basın Evleri Kooperatifi ve Cüneyt Gökçer ve Ayten Gökçer’in ikamet ettiği Konservatuar Evleri Kooperatifi yerleşimleri, bir entelektüel yaşam örgütlenmesini işaret etmektedir.